Su hayattır, her damlasına sahip çıkmalıyız
Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İbrahim Bay Kuraklık ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Bay, iklim değişikliğinin sıcaklık, yağmur, rüzgar gibi bölgesel iklimle alakalı terimlerin, onlarca yıldan daha uzun süredir küresel istatistiki verilerin değişimi olarak tanımlandığını belirterek basitce ozon tabakasındaki yırtığın sebep olduğu, sıcaklık değerlerinin yıllık küresel ortalamaların her geçen yıl biraz daha yükselmesi sonucundaki oluşumu olarak tamamlandığını belirtti. Bay, ayrıca karbon salınımı yüksek olan işlemlerin yoğunlaştığı bölgelerin sorunun yaratıcısı ve tetikleyicisi olduğuna dikkat çekti.
“Küresel ısınma, basitçe, zararlı güneş ışınlarının yansıması gerekirken, dünyamıza girip, atmosfer içinde kalarak sera etkisi yaratması ile hava sıcaklık ortalamasını yükseltmesidir”diyen Bay, bunun da buzulların erimesine ve buharlaşmanın artmasına sebep olduğunu söyledi.
Bay: Yeraltı su kaynaklarının kullanımına azami dikkat göstermeli, yağmur olarak düşen her damlanın kıymetini bilmeliyiz
“Küresel ısınma, daha henüz ilkokul sıralarındayken, sosyal bilgiler dersimizde bize ezberletilen “yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlı” diye tanımlanan karasal iklim, ezberimizi bozmuş, birçok bölgede yazın ortasında sel ile sonuçlanan yağışlar gözlemlememize sebep olmuştur. Kış ayları da bazı bölgelerde beklenen ortalamanın üzerinde bir hava sıcaklığı ile daha rahat, ya da başka bir bölgede beklenenden çok daha soğuk olmuştur” diyen Bay bazı gerçeklere alışmak ve bu problemlerle birlikte yaşamak durumuda olduğumuzu ifade etti. Bay, kuraklık da bu problemlerden sadece bir tanesi. Küçük bir ada ülkesi olmamız, coğrafi problemler ile de mücadele etmek zorunluluğumuz doğal sorunlarımızdır. Bu sorunlar ile daha rahat yaşam sürebilmemiz için de bazı gerçekleri hiç aklımızdan çıkarmamamız gerekmektedir dedi. Bay “Maddenin korunumu yasası bilimde önemli bir çok çalışmaya ışık tutmaktadır” diyerek herhangi bir şeyi, vardan yok, yoktan var edemeyiz. Sadece maddenin konumu, zamanı, boyutu ve/veya hali değişebilir. Bu hidrolojik döngü için de geçerlidir dedi. Bay, dünyada bulunan su miktarı sabit olduğuna göre, ne kadar kullandığımız, kullandıktan sonra ne yaptığımız önemli olduğunu söyledi.
Bay: Su kaynaklarını besleyen geridönüşüm kuyuları açmalıyız
“Meteorolojik verilere dayanarak yapılan bilimsel çalışmalar göstermektedir ki, konum itibarı ile adamız giderek kuraklaşan bir bölgededir. Yapılması gereken en önemli şey bilinçlenmedir” diyen Bay bu bilinçlenme bizi daha iyi yönetmeye itecektir ve daha kontrollü su kullanımı zorunlu hale getirecektir dedi.
Bay son olarak “ Adamız coğrafi konum olarak derin vadilerde kurulan kemer barajlar için pek elverişli değildir. Geniş yüzey alanı oluşturan barajlar, göletler ise ortalama sıcaklığılın yüksek olduğu bölgemizde aşırı buharlaşma ile büyük kayıplara neden olmaktadır”diyerek, basit bir alternatif çözüm olarak, yeraltı su kaynaklarının kullanımına azami dikkat gösterilmesi gerektiğini, yağmur olarak düşen her damlanın kıymetinin bilmesinin, mümkün olduğunca yeraltı su kaynaklarını beslemek maksadı ile de geridönüşüm kuyuların açılmasının önemli olcağına dikkat çekti.