“Riskli Bebeklerde Fizyoterapi Uygulamaları Çalıştayı” LAÜ’de gerçekleşti
Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü tarafından “Riskli Bebeklerde Fizyoterapi Uygulamaları” çalıştayı düzenlendi.
LAÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Tedavi Hareketleri Laboratuvarları’nda iki gün süren çalıştaya Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gönül Acar eğitmen olarak katıldı. Eğitmen tarafından örneklerle işlenen ve katılımcı gruplarla uygulama yaptırılan çalıştaya mezun olan fizyoterapistler ve Fizyoterapi ve Rehabilitasyon 4. sınıf öğrencileri katıldı.
Çalıştayın ilk gününde “Normal Bebek Gelişimi” ve “Bebek Gelişim Anomalisi ve Değerlendirme Yöntemleri” yapılırken, çalıştayın 2. gününde “Serebral Palsi ve Tiplerinin Ön İşaretleri ve Analizleri” ve “Riskli Bebeklerde Handling (tutuş ve taşıma prensipleri)” konuları ele alındı.
Acar: Beyin işlevlerinde bozukluk gelişme olasılığı olan bebekler riskli bebeklerdir
Sunumuna riskli bebek kavramının tanımı ile başlayan Acar, gebelikte, doğumda ya da yenidoğan döneminde beyni ve sinir sistemini etkileyen bir sorun nedeniyle beyin işlevlerinde bozukluk gelişme olasılığı olan bebekleri tanımlamak için kullanıldığını ifade etti. Erken ya da zamanında doğmuş, ancak yenidoğan yoğun bakım ünitesinde tedavi görmüş bebekler, nörolojik olarak riskli bebeklerin en büyük grubunu oluşturduğunu belirten Acar, “Riskli bebeklere yapılan fizyoterapi ve eğitim yaklaşımlarına, ‘erken müdahale yaklaşımı’ denilmektedir” dedi. Acar, erken fizyoterapi yaklaşımının amacını, ileride gelişebilecek gerilikleri azaltmak, özel eğitim ve diğer alanlara olan ihtiyacı azaltmak, bebeğin olabilecek en üst düzeyde bağımsız olmasını sağlamak, bir kuruma yatma ve bakım masrafını en aza indirmek, çocukların ihtiyaçlarını karşılayacak yetenekleri kazanmasına destek olarak bağımlılığı azaltmak olarak sıraladı.
Acar: Bebeklere yapılan uygulamalar özel teknikleri bilmeyi gerektirir
Acar, “Son yıllarda doğan bebek sayısının, gelişen teknoloji ve klinik pratik sayesinde yaşatılan prematüre ve düşük doğum tartılı çocuk sayısında artış olması çocuk fizyoterapistlerin bu konuda çalışmalarını daha derinleştirip çeşitlendirmesini ve farklı uzmanlarla işbirliği yapmasını gerekli kılmıştır” dedi. Bebeklere yapılan uygulamalar hassas, özel teknikleri bilmeyi ve üst düzey bir beceriye sahip olmayı gerektirdiğini dile getiren Acar, bu nedenle bebeklerle çalışabilmek için fizyoterapistlerin özelleşmesi ve farklı kursları da alması gerektiğini belirtti. Acar, aile ile iyi bir işbirliği halinde yapılan bu çalışmaların gün içinde çocuğun tutulması, taşınması ve oyun oynanması sırasında yapılan pratikleri de içerdiğini söyledi.
“Uzun yıllar devam eden klinik tecrübelerim bu bebeklerin doğumdan itibaren en azından 2 yaşa ve ideal olarak erişkin döneme kadar izlenmesi gerektiğini göstermektedir” diyen Acar, bu nedenle ileride engelli olma riski olan bebeklerin erken fizyoterapiye alınması için çocuk nörolojisi uzmanlarının, yenidoğan uzman hekimleri ile işbirliği yaparak bebeklerin fizyoterapiye erken yönlendirilme protokollerini ülkemizde oturtmaları ve yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde de bu konuda özelleşmiş fizyoterapistlerin bulundurulması için gerekli yasal düzenlemeleri yapmalarının şart olduğunu söyledi.
Acar: “Lefke Avrupa Üniversitesi’nden mezun olacak öğrencilerle yapmış olduğumuz çalıştayda bir bebeğin doğal ve normal gelişiminin aylara göre nasıl değiştiği, Serebral Palsi ve gelişimsel bozukluklar konusunda ilk işaretlerin anlaşılması, bebeklere uygulanan tutma ve taşıma teknikleri, Serebral Palsi’nin farklı tiplere göre tedavi prensipleri konusunda detaylı bir eğitim ve tartışma imkanı bulduk. Bu bilinci gelişmiş olarak mezun olacak öğrencilerimize meslek hayatında başarılar dilerim” dedi.
İki gün boyunca devam eden çalıştay sonunda tüm katılım gösteren öğrencilere sertifika verildi.