LAÜ’de “Hemşire Gibi Düşünmek” konulu konferans gerçekleştirildi
Hemşire gibi düşünmek dünyaya hemşire gözü ile bakmaktır
Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Yüksekokulu tarafından düzenlenen konferansta “Hemşire Gibi Düşünmek” konusu ele alındı. Konferansa, Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi ve Hemşirelik Eğitim Derneği (HEMED) Başkanı Prof. Dr. Hülya Okumuş konuşmacı olarak katıldı.
Okumuş: Gelecekte, hemşirelik eğitiminde beş eğilim vardır
Hemşireliğin tarihsel olarak imajından bahseden Okumuş, hemşirelerin 1854-1919 yılında melek tanımı ile ortaya çıktığını, 1930-1945 yılında kahraman, 1946-1965 yılında anne ile özdeşleştirildiğini, 1983’ten günümüze kadar ise kariyerist olarak anıldıklarını ifade etti. Gelecekte, hemşirelik eğitiminde beş eğilimin olduğunu ifade eden Okumuş, bu beş eğilimi teknoloji, hasta eğitimi, tamamlayıcı tıp uygulamaları, holistik hemşirelik ve hemşirelik rolleri olarak sıraladı.
Okumuş, teknoloji eğiliminde; hemşirelik uygulamalarında, yüksek teknolojiye sahip (nanoteknoloji) simulasyon kullanılmasının gerektiğini, hasta eğiliminde; öğrencilerin hasta eğitiminde derin bilgiye sahip olması gerektiğini, tamamlayıcı tıp uygulamalarında; müfredatlarda bu uygulamaların mutlaka yer alması gerektiğini, holistik hemşirelikte; hemşirelik müfredatlarının hastalık odaklı, geleneksel tıp yaklaşımından, koruyucu bakıma odaklanması gerektiğini, hemşirelik rollerinde ise; işbirlikçi, multidisipliner eğitim yaklaşımlarının olması gerektiğini vurguladı.
Okumuş: Klinik deneyim klinik karar verme becerisini geliştiren en önemli öğrenme stratejisidir
“Hemşire gibi düşünmek demek sadece hemşire gibi davranmak değil, aynı zamanda hemşire gibi düşünmek ve dünyaya hemşire gözü ile bakmaktır” diyen Okumuş, hemşirelik eğitiminde sadece bilgi vermenin dışında kullanılan öğrenci merkezli aktivitelerin, üst düzeyde düşünme ve klinik karar verme süreçlerinin öğretilmesi olduğunu dile getirdi. Klinik deneyimin çok önemli olduğunu vurgulayan Okumuş, klinik deneyimin klinik karar verme becerisini geliştiren en önemli öğrenme stratejisi olduğunu söyledi.
Okumuş: İyi bir hemşire olmak için, öğrencilerin hastaya özgü birçok özel durumu anlaması gerekir
En iyi rol modelinin ‘hemşire gibi düşünen’ eğitimciler olduğunu ifade eden Okumuş, “Hemşirelik uygulamalarının temeli bilgi ve bakımdır. Başka bir deyişle hemşirelik bilim ve sanattır” dedi. Okumuş, bakımı, karşısındaki insana saygı duymak, bir iş için istekli olduğunu gösteren davranış olarak tanımlayarak, iyi bir hemşire olmak için, öğrencilerin hastaya özgü birçok özel durumu anlaması gerektiğini dile getirdi.
Üç çıraklık ilkesinden bahseden Okumuş, birinci ilkenin hemşire gibi düşünme; ikinci ilkenin hemşire gibi davranmayı, karar vermeyi ve sorgulamayı öğrenme; üçüncü ilkenin ise hasta yararına etik, şefkat/sevgi dolu ve ilgili bir şekilde davranmanın öğretilmesi olduğunu ifade etti. Okumuş, hemşire gibi düşünmenin öncelikle klinikte ve sınıfta gerçek vakaların ‘hemşire gibi düşünerek’ tartışılması ile öğrenildiğini; hemşire gibi düşünmeyi öğretmenin de tıbbi bilgiyi yüklemek değil bakıma odaklanmak ile olacağını belirtti.
Okumuş, sonuç olarak; güçlüklerle baş edebilmek için geleceğin hemşirelerinin karar verici, liderlik, değişime açık olma, değişen toplum ve hasta gereksinimlerini karşılama becerilerine sahip olması gerektiğini vurguladı.