LAÜ’de “Çocuğun Gelişim Dönemlerine Göre İhmal ve İstismar Riskleri”ne dikkat çekildi
Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Öğrenci Dekanlığı ve PDR Kulübü tarafından düzenlenen “Çocuğun Gelişim Dönemlerine Göre İhmal ve İstismar Riskleri” konulu konferansa, uzman psikolog İmran Kezer konuşmacı olarak katıldı.
Konuşmasına “ihmal” ve “istismar”ın tanımı ile başlayan Kezer, “İstismar, çocukların, sağlıklarına zarar veren, fiziksel, cinsel, duygusal, zihinsel ya da sosyal gelişimlerini olumsuz etkileyen tutum ve davranışlara maruz kalmalarıdır. İhmal ise, çocuğun beslenme, bakılma, korunma gibi temel gereksinimlerinin yeterince karşılanmamasıdır” dedi.
“En ağır fiziksel istismar sonucu ölümdür”
Fiziksel istismarın bir çok kötü sonucu olduğunu dile getiren Kezer, çocuğun beyin gelişiminde bozuklukların meydana gelebileceğini, duygusal ve davranışsal sorunlar ile karşılaşabileceğini, zeka seviyesinin ilerlemesinde sorunlar çıkabileceğini, sosyal ve bilişsel gelişimde bozuklukların olabileceğini, ergenlik ve erişkinlikte: riskli davranışlara yatkınlık, alkol, madde bağımlılığı, depresyon gibi zararlı alışkanlıklara yönelebileceğini ve en ağır fiziksel istismar sonucunun ölüm olabileceğini söyledi.
İstismara uğramış bir çocuğun duygusal olarak neler yaşayabileceğinden bahseden Kezer, “İstismara uğramış çocukta duygusal açıdan mutsuzluk, aşırı kaygı – korku yüklü, çaresizlik hissi, umutsuzluk, değersizlik, özgüven ve özsaygı eksikliği, suçluluk, utanç, aşırı öfke, ihnete uğramış hissi, cinsel kimliğine ilişkin korku ve endişeler gibi birçok belirti görülebilir” açıklamasını yaptı.
“Annenin rolü çok büyük”
“İstismar ve ihmalde bulunan kişilerin ebeveynleri ile özellikle de anne ile yaşanan ilişkilere dikkat edilmeli, annenin rolü bu konuda çok büyüktür ve annenin özellikleri üzerinde durulmalıdır” ifadesinde bulunan Tezer, annenin; kendilik algısındaki düşüklük, dürtü kontrol bozukluğu, kişiler arası ilişkilerde problemler, özgüven azlığı, zayıf problem çözme becerileri, geçmişinde istismar deneyimi, çocukla ilgili gerçek dışı beklentileri, zihinsel duygusal donukluğu, nörotik özelliklerin varlığı ve farkındalığın zayıf oluşu gibi özellikleri çocuk üzerinde büyük etkilere sebep olabileceğini dile getirdi.