LAÜ Öğretim Üyesi Günebak, çocukluk çağında obeziteye dikkat çekti
Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ç. Tuba Günebak, çocukluk çağında obeziteye vurgu yaparak, gelişmiş ülkelerde şişman çocuk sayısının her geçen gün arttığını dile getirdi.
Çocukluk çağında obezitenin kızlarda erkeklerden daha sık gözlendiğini, her 10 şişman çocuktan 7’sinin yetişkinlik döneminde de şişman olduğu saptandığını ifade eden Günebak, obezite veya hafif şişmanlığı vücut yağ oranının olması gerekenden fazla oluşu şeklinde tanımladı. Çocukluk çağında gözlenen obezitenin ileriki yaşlarda diyabet, insulin direnci, dislipidemi, koroner kalp hastalıkları, hipertansiyon, osteoartrit, kanser gibi birçok kronik hastalıklara zemin hazırlayabileceğini belirten Günebak, bir çocuğun obeziteye yatkınlığını belirleyen etmenlerin başında genetik geldiğini, bununla birlikte, çevresel etmenler, ailenin yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları, kültürel çevre de çocuklarda obezitenin görülme sıklığının artışında önemli rol oynadığını dile getirdi.
Günebak: Obezitenin temelleri bebeklik döneminde atılıyor
Obezitenin temellerinin bebeklik döneminde attıldığını, bebeklik döneminde ek besinlere başlama ile birlikte ailenin çocuğun besin tercihlerini sağlıklı bir şekilde, doğru sırayla oluşturmasının da büyük önem taşıdığını söyleyen Günebak, annenin gebelik ve emzirme dönemindeki besin tercihlerinin çocuğun damak tadı oluşumunun temellerini attığını, yapılan bir çalışmada annenin emziklilik döneminde tükettiği besinlerin aromasının anne sütüne geçtiği saptandığını belirtti. Anne sütü yokluğunda veya yetersizliğinde bebeğe verilen bebek mamalarının yanlış kullanıldığını söyleyen Günebak, “Mama önerilenden fazla ya da az sulandırılmamalı ya da mamayı sulandırmak için süt kullanılmamalıdır” dedi.
Günebak: çocuklarda vücut ağırlığı 5 ila 7 yaşları arasında artış gösteriyor
Kahvaltı yapmayan çocuklarda fazla kilolu olma riskinin 1,5 kat arttığını dile getiren Günebak, yeme davranışının ailesel ve ailenin beslenme alışkanlıklarının çocuğun besin tercihlerini etkileyen önemli bir etmen olduğunu belirterek, bir çocukta obezite görülme sıklığının ebeveynlerinden biri obez olan çocuklarda %40, her iki ebeveyni de obez olan çocuklarda ise %80 oranında arttığının saptandığını ifade etti.
Üç yaşından büyük, hafif obez olan kız çocuklarının yetişkinlik döneminde obez olma olasılıklarının daha yüksek olduğunu söyleyen Günebak, çocuklarda vücut ağırlığının artış gösterdiği yaşların yaklaşık 5 ila 7 yaşları arasında olduğuna, yine kalp damar hastalıklarına zemin hazırlayan damar plağı oluşumunun da 6 yaşında başladığına, yani, çocuğun bugünkü beslenmesinin gelecek yaşlardaki sağlığını etkileyebildiğine dikkat çekti.
Günabak: Sekiz saatten az uyuyan çocuklarda obezite riski 3 kat artıyor
Çocuğun psikolojik durumunun da beslenmesini etkileyen etmenler arasında olduğunu, ailevi sorunlar, okul başarısızlığı, arkadaşlık ilişkilerindeki olumsuzluklar gibi etmenlerin çocuğu strese sokabildiğini belirten Günebak, stres altında bazı çocuklarda iştahsızlık gözlenirken; bazılarında da aşırı yemek yeme gözlenebildiğini, obez çocukların beden imgelerindeki değişiklik nedeniyle daha içine kapanık olabildiğini, sosyal çevrelerinden uzaklaşarak eve bağlı bir yaşam tarzını tercih edebildiğini, dolayısıyla da enerji harcamalarının azaldığını, besin alımlarının arttığını ve bir kısır döngü oluştuğunu dile getirdi.
Çocuklarda zayıflama diyetlerinin uygulanmadığını söyleyen Günebak, “Obez bir çocuğa, bir beslenme uzmanı kontrolünde, gereksinmesi ve özellikleri doğrultusunda bir beslenme programı uygulanmalıdır. Gereksinmesi kadar enerji ve besin ögeleri alan çocuk belirli bir tempo içinde olması gereken ağırlığına ulaşacaktır” dedi. Günebak, sekiz saatten az uyuyan çocuklarda obezite riskinin 3 kat arttığını, uyku süresinin azlığının da çocuklarda obezite riskini arttırdığını söyleyerek, bunun nedenini uykusuzluğa bağlı olarak ghrelin düzeyinin artması ve leptin düzeyinin düşmesi olduğunu, küçük çocukların mama sandalyesine, park yatağa bağlı bırakılmaması, hareket etmeleri sağlanması gerektiğini dile getirdi.
Obeziteden korunmada ve mücadelede fiziksel aktivitenin önemli olduğuna vurgu yapan Günebak, ailelerin günümüz koşullarında dış tehlikelerden korunmak adına çocukları için bahçe oyunları yerine evde yapabilecekleri aktiviteleri tercih etmekte olduğunu söyledi.
Günebak sonuç olarak; “Obezite oluşumuna zemin hazırlayan birçok etmen kontrol altına alınabilir. Gebelik döneminde annenin sigara içmemesi, gebelik öncesi folik asit desteği alması, bebeğin doğumdan sonraki ilk altı ayda sadece anne sütü ile beslenmesi, altıncı aydan sonra beslenme uzmanı danışmanlığında doğru sırayla, uygun kalite ve miktarda tamamlayıcı besinlere başlanması, bebeğin iki yaşına kadar emzirilmeye devam edilmesi, çocuğun beslenme konusunda farkındalığının arttırılarak ev dışı ortamlarda besin tercihlerinin doğru ve sağlıklı olması konusunda güdülenmesi, ailenin beslenme bilincinin ve farkındalığının arttırılması, çocuğa fiziksel aktivite yapacak imkan ve ortam sunulması, televizyon ve bilgisayar başında geçirilen sürenin sınırlandırılması, uyku süresinin düzenlenmesi ve en başta da çocukla birlikte ailenin de vücut ağırlığını kontrol altında tutma, sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme konusunda çaba ve istek içinde olarak çocuğa rol model olması sağlandığında çocukluk çağı obezitesinden korunmanın anahtarı elimizde olacaktır” dedi.