LAÜ Akedemisyeni Aslay, suda boğulan kişi için ilk yardım müdahalelerini anlattı
Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu İlk ve Acil Yardım Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr Semra Aslay, “Suda Boğulmalarda İlk Yardım” ile ilgili açıklamalarda bulundu.
“Havaların ısınması ve sahil şeridinin yaklaşık 400 km olması nedeniyle KKTC’de halkın dikkat etmesi gereken en önemli sağlık sorunlarından biride yüzme esnasında oluşabilecek tehlikeli durumlardır” diyen Aslay, suda boğulmaların maalesef her sene dünya genelinde 400 bin’den fazla ölüm ile sonuçlandığını ve 2019 yılı ilk 8 ayında KKTC’de resmi raporlara göre 13 kişinin suda boğularak hayatını kaybettiğini belirtti. Suda boğulmalarda bilinenin aksine çoğunlukla aşırı su yutarak değil, nefes borusunun spazma uğraması sonucu kapanması ile oluşan oksijensizliğin ölüme yol açtığını ifade eden Aslay, bununda en çok sebebinin panik veya yüzme bilmemek olduğunu dile getirdi.
Can kurtaran hizmetinin olduğu yerlerde denize veya havuza girilmeli
“Eğer boğulma tehlikesi geçiren biri görülürse acil yanıt sistemi aktive edilmeli (112), çevreden yardım istenmelidir. Bazı durumlarda da (kurtarıcı yalnız ise yine öncelikle 112 aranır) boğulma tehlikesi geçirenlerin acilen sudan çıkarılması gerekebilir. Bu durumda kazazedenin boyun kısmından tutarak yüzü suyun üstünde kalacak şekilde sudan çıkarılması gerekir” diyen Aslay, bunu yapmak içinde kurtarıcının tek eliyle kazazedeyi bu şekilde tutup, diğer eliyle yüzebilmesinin gerekmekte olduğunu ve oldukça efor ve eğitim gerektiren bir fiil olduğu içinde özellikle kalabalık ortamlarda, can kurtaran hizmetinin olduğu yerlerde denize veya havuza girmenin daha doğru olduğunu ifade etti.
Boğulma tehlikesi geçiren kişi sudan olabildiğince hızlı şekilde çıkarılmalı ve düz bir zemine yatırılmalı
Aslay, suda boğulmalarda yapılabilecek ilk yardım müdahalelerinden bahsederek, sözlerine şöyle devam etti: “Sudan çıkması için kazazedeye can simidi, tahta parçası vb şeyler uzatılabilir. Mümkünse kayık veya tekne ile yakınlaşmak en doğrusudur. Boğulma tehlikesi geçiren kişi sudan olabildiğince hızlı şekilde çıkarılmalı ve düz bir zemine yatırılmalıdır. Bu kişilerde yüksek oranda omur yaralanma riski mevcuttur. Bu yüzden özellikle boyun omurlarının kırık ihtimali düşünülerek kafa yanlardan sabitlenebilir. Eğer kazazede tam olarak bilincini kaybetmediyse karın üst kısmına bası yapılarak yuttuğu suyun çıkarılması sağlanabilir. Tam bilinç kayıpları en tehlikeli olanıdır. Bu durumda kazazedenin ağız boşluğu yabancı cisim tıkanması açısından kontrol edilmeli, boyun şah damarından iki parmak ucu ile nabız olup olmadığına bakmak gerekir. Eğer göğüs kafesi gözle görülür şekilde inip kalkmıyorsa, kurtarıcı kulağını kazazedenin ağzına yakınlaştırdığı halde nefes alıp verme sesi duymuyorsa solunum durmuştur. Acilen kalp masajına ve kurtarıcı soluk vermeye başlanmalıdır. Kalp basısı göğüs kemiğinin üst ve alt uçunun ortasına (göğsün merkezine ) yapılır. Her iki elin baş ve işaret parmakları ile iki eşit “C” oluşturulur. Bir işaret parmağı göğüs ortasında bulunan kemiğin sternum) alt ucuna- diğeri üst ucuna yerleştirilir. İki el parmaklar arasından birbirine geçirilerek yumruk oluşturup bası uygulanır. İdeal kalp masajı ve kurtarıcı soluk sayısı 30/2’ dir. Kurtarıcı soluk ağızdan ağıza uygulanmalıdır. Bunun içinde kazazedenin burnu üzerinden basılı tutularak, ağız açılır ve derin bir nefes verilir. Solunum yolunun açık olabilmesi ve kurtarıcı nefesin tam verilebilmesi için kazazedenin başı hafif geriye itilmelidir. Bu şekilde boyun kısmı düz hale gelir. Eğer boyun omurlarında travma riski varsa burun kapalı olacak şekilde çeneyi aşağı iterek kurtarıcı nefes vermek daha yararlıdır”.
Aslay, boğulmalarda kalp masajı ve kurtarıcı soluk verme işlemi kazazade suda 30 dakikadan uzun kalsa bile yapılması gerekliliğinden bahsederek, “Özellikle soğuk suda boğulmalarda süre daha uzun olsa bile vakit geçirilmez. Acil sağlık personeli olay yerine gelinceye veya kazazedenin bilinci açılıncaya kadar bu işleme devam edilir” dedi. Aslay son olarak, “Boğulmalarda sebebin sadece su yutmak değil, kronik rahatsızlıklar, düşme vb. nedenlerinden olabileceği de unutulmamalıdır” diyerek sözlerini tamamladı.