LAÜ Akademisyeni Yağmur, kış mevsimine girerken sağlıklı beslenme konusunda önerilerde bulundu
Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cahide Yağmur, hastalıklardan korunmak için kış mevsimine girerken doğru beslenmenin ne olduğu konusunda açıklamalarda bulundu.
“Yeterli ve dengeli beslenme için güne öncelikle kahvaltı yapılarak başlanmalıdır” diyen Yağmur, gün içerisinde öğün atlanmaması, öğünlerin her besin grubundan en az bir besin bulunduracak şekilde seçim yaparak oluşturulması gerektiğini söyledi. Gerekirse ara öğünler konulması, bu öğünlerde de besleyici yiyeceklerden (sert kabuklu meyve-kuru meyve; yoğur,süt; meyve vb.) seçim yapılması, atıştırmalık besin- abur cubur yiyecekler ve şekerli- gazlı içeceklerden uzak durulması gerektiğini belirten Yağmur, kış aylarında içecek olarak ise sıcak içeceklerden çeşitli biyoaktif bileşenleri içeren, yeşil-siyah çay, kuşburnu, nane, kekik, adaçayı ve rezene çaylarının tercih edilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Yağmur, bitkisel kaynaklarda bulunan biyoaktif bileşenlerin, vücutta metabolik veya fizyolojik süreçlerde iyileşme sağlayarak insan sağlığının korunmasını ve aynı zamanda patolojik süreçlerin riskini en aza indirgeyerek hastalık riskini azalttığını dile getirdi.
Bitkisel kaynaklarda bulunan biyoaktif bileşenler
- Karotenoidler (likopen, lutein, karoten, zeokstantin); bağışıklık sistemini güçlendirirler. Domates, kırmızı-yeşil biber, havuç, yeşil yapraklı sebzeler, bal kabağı, turunçgiller, kayısı, şeftali, karpuz gibi meyveler ve şalgam karotenoidlerin iyi kaynaklarıdır. Kış aylarında bu besinlerden sıklıkla tüketilmelidir.
- Sarımsak, soğan, pırasa, turp, kereviz, lahana, karnabahar vb. gibi sebzeler sıklıkla tüketilmelidir. Bu besinler aynı zamanda hastalıklara karşı koryucu, bağışıklık sistemini güçlendiren C vitaminin de iyi kaynaklarıdır.
- Biyoaktif bileşenlerden bitkisel sterolleri içeren posa zengini, kalsiyum, omega-3 ve protein kaynağı olan sert kabuklu meyveler (ceviz, fındık,badem, fıstık gibi) günde 25-30 gr’ı (yaklaşık 200 kcal ) geçmeyecek şekilde enerji ayarlaması yapılarak tüketilmelidir.
Omega-3 ve E vitamininin bağışıklık sistemini güçlendiren besin öğeleri olduğunu belirten Yağmur, omega-3 zengini yağlı balıkların, semizotu gibi sebzelerin, zeytin ve fındık yağı gibi bitkisel yağların, sert kabuklu meyvelerin omega-3 ve E vitamininin önemli kaynakları olduğunu söyledi.
Probiyotiklerin, bireylerin patojenlere karşı direncini artırdığını, bağırsakta yararlı bakterilerin çoğalmasını ve zararlıların yerleşmesini önlediğini söyleyen Yağmur: “Yararlı bakterilerin bağırsakta çoğalmasıyla dolaşımda bağışıklıkta rol alan ümmünglobulin antikorları sentezleyen hücrelerin arttığı gözlenmiştir. Laktik asit bakterileri makrofaj üretimini ve fagositoz aktiviteyi artırır. Vücudun hastalıklara karşı korunması için probiyotikten zengin yiyecekler; doğal ve probiyotikli yoğurtlar, kefir ve ayran, peynir; tahılların fermentasyonu ile elde edilen tarhana, boza ve şalgam suyu; turşular (özellikle lahana); bira mayası tüketilmelidir” dedi.
Yağmur, bağırsakta probiyotik bakterilerin çoğalması için gerekli olan, besin kaynağını oluşturan probiyotiklerin ise posadan zengin besinler olan kurubaklagillerin (beyaz fasulye, barbunya, mercimek, nohut), sert kabuklu meyvelerin (ceviz, badem, fındık, fıstık),saflaştırılmamış tahıllar ve ürünlerin (tam buğday unu, yulaf, bulgur), sebzelerin (özellikle bezelye, taze fasulye) tüketilmesi gerektiğini ifade etti.