LAÜ Akademisyeni Meriç, Kanser Rehabilitasyonunun önemine dikkat çekti
Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Aydın Meriç,“Kanser Rehabilitasyonu” konusunda açıklamalarda bulunarak, detaylı bilgiler aktardı.
“Kanser rehabilitasyonu kanserli bir hastaya, hastalığın ve tedavilerin belirlediği sınırlar içerisinde maksimum fiziksel, sosyal, psikolojik ve mesleki fonksiyonların kazandırılmasına yardımcı olmaktır”diyen Meriç, kanser rehabilitasyonunda egzersiz programları ile yetişkin ve çocuk hastalarda, kanserin çeşitli türlerinde erken dönemden itibaren, kas iskelet sistemi tonusunun korunması, solunum egzersizleri ile bireyin harcadığı eforun azaltılması, yorgunluk düzeyinin minimale indirilmesi, yaşam kalitesinin artırılmasının amaçlandığına dikkat çekti.
Rehabilitasyonun yaşam kalitesini artırdığını belirten Meriç, rehabilitasyonun hastalığın her evresinde uygulanabildiğini ve kanser rehabilitasyonun koruyucu, restoratif, destekleyici ve palyatif tedavi olarak 4 evreye ayrıldığını belirtti.
Meriç: Kanser rehabilitasyonun koruyucu, restoratif, destekleyici ve palyatif tedavi olarak 4 evreye ayrılır
Meriç açıklamasının devamında 4 evreyi söyle açıkladı; “Koruyucu rehabilitasyon evresinde, sorunlar ve fonksiyon kaybı oluşmadan veya artmadan önce hastanın eğitimi ile sorunların şiddetinin azaltılması amaçlanır. Destekleyici evre hastalığın ve tedavi gereksiniminin devam etmesi ve fonksiyonel yetilerde değişiklik olması ile karakterizedir. Bu evrede rehabilitasyonun amacı fonksiyonel değişiklikleri sınırlamak ve fonksiyon kaybının oluşturacağı problemleri azaltmaktır. Hastanın gereksinimleri bu fazda farklılıklar gösterir. Beyin tümörlerinde kognitif rehabilitasyon, kemik ve yumuşak doku tümörlerinde ekstremite koruyucu cerrahi sonrasında uygulanan yürüme egzersizleri, denge rehabilitasyonu destekleyici rehabilitasyona örnektir.
Kanser rehabilitasyonunda restoratif evre; hastalık veya tedavilere bağlı oluşan sorunları aşmayı, hastalık öncesi fonksiyonel düzeye hızla dönmeyi ve maksimum kapasiteyi kazandırmayı amaçlar. Tedavisi tamamlanmış kişilerin bağımsızlığını kazanması ve işine dönmesi hedefler arasındadır. Bu fazda tedavi planı yapılırken hasta ve ailesi için gerçekçi bir amaç belirlenmeli ve kabul edilebilir bir program yapılmalıdır. Bu evre için gerekli süre hastanın yaşı, mental durumu, motivasyonu ve fiziksel sorunları ile değişiklik gösterir. Ayrıca psikolojik adaptasyon da önemli yer tutar. Palyatif rehabilitasyon hastalığın terminal döneminde olan hastalara yöneliktir. Bu dönem fonksiyon kaybının ilerlemesi ile karakterizedir. Palyatif tedavinin amacı hastalığa ait komplikasyonların azaltılması veya elimine edilmesi, hasta ve ailesinin fiziksel ve emosyonel olarak rahatlatılmasıdır. Semptomlara, özellikle ağrıya yönelik tedavi önemli yer tutmaktadır. Bağımlılığın bu dönemde artmasına karşın, belirli fonksiyonlarda bağımsızlık sağlanması ve evde bakım konusunda aile eğitimi verilmesi gerekir”
Meriç “Kanser tanısı konulan hastaların yüzde 54’ünün rehabilitasyona ihtiyacı vardır. Çünkü kanser hastalarında fonksiyonel yetersizliğe yol açan ve rehabilitasyon gereksinimi oluşturan pek çok durum söz konusudur. Yorgunluk, güçsüzlük, kondüsyon kaybı, ağrı gibi genel sorunlar olabileceği gibi spesifik kanser tiplerinde daha ön planda olan yürüme sorunları, kendine bakım sorunları, iletişim sorunları, yutma güçlüğü, lenfödem, bası yaraları, paraneoplastik nöromusküler sendromlar, beyin metastazı, omurilik metastazı, osteoporoz, mesane-barsak disfonksiyonu, seksüel disfonksiyon ya da kemoterapi ve radyoterapiye bağlı yan etkiler de görülebilir”dedi.
“Kişiye özel planlanan, gerçekçi hedeflere sahip hastanın aktif katılımını sağlayan, eğitim ve psikososyal danışma unsuru olan multidisipliner bir rehabilitasyon programı kanser hastalarının şikayetlerini azaltarak fonksiyonel yeteneklerini ve hayat kalitesini belirgin olarak arttırır”diyen Meriç, açıklamalarına şöyle devam etti; “ Rehabilitasyonun her evresinde kişinin fiziksel, emosyonel, seksüel, sosyal ve mesleki gereksinimleri belirlenmeli ve kişiye uygun olarak tedavi planlanmalıdır. Kanser rehabilitasyonda egzersiz programları ile yetişkin ve çocuk hastalarda, kanserin çeşitli türlerinde erken dönemden itibaren, kas iskelet sistemi tonusunun korunması, solunum egzersizleri ile bireyin harcadığı eforun azaltılması, yorgunluk düzeyinin minimale indirilmesi, yaşam kalitesinin artırılması amaçlanmaktadır. Kanser tanısı alan bireylerde ilk dönemde kişiye özgü yüklenme prensiplerini içeren egzersiz programları fiziksel fonksiyonların korunması ve devam ettirilmesi amaçlanmaktadır. Kanser tedavilerinin devam ettiği progresif dönemde ise, fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamalarının temel amacı bireyin yaşam kalitesinin artırılmasıdır. Yorgunluk düzeyinin azaltılması, ağrısının en aza indirgenmesi, günlük yaşam aktivitelerine optimum düzeyde katılabilmesi ve maksimum bağımsızlık amaçlanarak tedavi programları planlanmaktadır.Kas güçlendirme egzersizleri, düşük yoğunlukta aerobik egzersizler (Yürüyüş, bisiklet gibi) , omurga kırık riski açısından riskli hastalarda karın kasları ve sırt kaslarının güçlendirilmesi, düşme riskinin önlenmesi için denge egzersizleri önerilir”
Meriç, akciğer tümörlerinde hastaya solunum egzersizleri, boyun ve kol kasları güçlendirme egzersizleri ve aerobik egzersizlerinin, baş boyun bölgesine radyoterapi uygulanan hastalarda ise boyunda kısıtlılık gelişebildiğinden tüm yönlerde boyun eklem hareket açıklığı egzersizleri ve germe egzersizleri, boyun arkasındaki kasların güçlendirilmesi ve duruş eğitiminin uygulandığını belirtti.
Meriç son olarak “Egzersizin ilerlemiş hastalığı olan hastalarda belirgin fayda sağladığı ve işlevsel azalmaları yavaşlattığını gösteren önemli bulgular vardır. Öncelikle egzersiz, nefes darlığı ve yorgunluk da dahil hastaların pek çok semptomunu baskılar. Kontrollü aerobik kondisyon egzersizleri sadece semptom ağırlığında değil aynı zamanda psikolojik iyileşme ve yaşam kalitesinde de belirgin fayda gösterir. Kanser hastalarının fonksiyonel durumlarını ve yaşam kalitesini en erken aşamada geliştirmek için tatmin edici ve etkili uygulamalara ihtiyaç duyulmaktadır”dedi.