LAÜ Akademisyeni Bostancı, Atık malzemelerin beton üretiminde bileşen madde olarak kullanılmasını araştırdı
Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şevket Can Bostancı disiplinlerarası Sürdürülebilirlik araştırmalarına odaklanan Elsevier yayınevinin çok saygın bir SCI dergisi olan “Journal of Cleaner Production” da yayımlanan çalışmasında “Atık malzemelerin beton üretiminde bileşen madde olarak kullanılmasını” araştırdı.
“Beton en çevre dostu malzeme olarak kabul görmektedir fakat üretimi özellikle son yıllarda gerek global gerekse ulusal anlamda etkisini hissettiğimiz küresel ısınmaya yaklaşık olarak %8 oranında katkı yapmaktadır. Betonun sorumlu olduğu sera gazlarının %90`i Portland çimentosundan gelmektedir. Portland çimentosunun 1 ton üretimi sırasında atmosfere 1 ton karbondioksit (CO2) gazı salınmaktakdır. Portland çimentosu her ne kadar çevre dostu olmasa da betonun kısa ve uzun vadede performanslarına olumlu etkisi vardır. Gerek malzeme üretimi sonucu gerekse malzemelerin nakliyesi sırasında açığa salınan sera gazları, beton sektöründe daha fazla çevre dostu ve lokal yan ürün malzemelerinin kullanılmasına aracı olmuştur” diyen Bostancı bu malzemelerin kullanımının gerek çevresel gerekse ekonomik sürdürülebilirliğe ayrıca katkı sağladığını dile getirdi.
Bosatancı; Atık malzemelerin doğal agregaların yerine betonda kullanılması teşvik edilmelidir
Bostancı, ülkemizde de mermer tozunun mermer üretimi sonucu bir yan ürün olarak açığa çıktığını ve bu ürünün çevre tahribatına yol açacak çöp depolama tesislerine yollandığını veya yer altı kaynaklarına karışma potansiyeli bulunduğunu belirterek, beton üretimi mermer tozunun kullanılması için en uygun uygulamalardan biridir dedi. Bostancı “ Mermer tozunun beton üretiminde çevresel etkisi yüksek Portland çimentosunun yerine kullanılması gerektiğini böylelikle çevre dostu malzeme üretimine olanak sağlayacak gerekse uzun vadede betonun performansını iyileştirecektir. Betonda sadece Portland çimentosuna odaklanmak da yine yıllardır yapılan hatalardan biri olmuştur. Betonun hacimce %70 ile %80`i agrega denilen çakıl ve kumdan oluşmaktadır. Bu agregaların beton üretiminde kullanılması da ciddi bir hammadde kullanılması anlamına gelmektedir. Ülkemiz maalesef doğal kaynak yönünden kısıtlı koşullar olduğu düşünüldüğünde, atık malzemelerin doğal agregaların yerine kısmi olarak betonda kullanılması teşvik edilmelidir”dedi.
Bostancı: Üniversite labaratuarlarında devam eden bilimsel araştırmalarında, ülkemizde sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlamak amaçlanıyor
Lefke Avrupa Üniversitesi`nde gerçekleştirilen kompozit malzeme üretiminde, “Portland çimentosu yerine kısmi olarak %10 ve %20 oranlarında mermer tozu içeren ve bunlara ek olarak da doğal kum yerine %20 oranında ezilmiş cam kumu kullanmış ve sonuçlarını incelemiştir”diyen Bostancı, yine üniversitenin labaratuarlarında son teknoloji ekipmanlarla test edilen betonlarda hafif de olsa mukavemet kaybı gözlemlenmiş olduğunu ve buna ek olarak, üretilen malzemelerin ses geçirimliliği ve termal iletkenlik ölçümlerinin de irdelendiğini ifade etti. Bostancı“Testler ışığında mermer tozunun ses emici karakteristiği olduğu ve ses yalıtımının önemli olduğu uygulamalarda kullanılabileceği gözlemlenmiştir. Termal iletkenlik sonuçları üretilen kompozit malzemelerin daha düşük termal iletkenlik gösterdiğini dolayısı ile aşırı ısınma sorunu yaşayan binalarda tercih edilebileceğine” dikkat çekti.
Bostancı, çalışma sonuçlarında üretilen kompozit malzemelerin Portland çimentolu konvensiyonel betona kıyasla az da olsa karbondioksit üretiminde ve maddiyatta artışa sebep olabileceğini belirtti. Bunun sebebinin ise ülkemizde katı atık depolama sistemlerinin gelişmediğine ve dolayısı ile atık malzemelerin nakliyesinin gerek ekonomik gerekse çevresel sürdürülebilirliğe olumsuz yönde etki ettiğini ifade etti. Bu araştırmanın endüstriyel uygulamalarda fizibilitesine katkı sağlamasının amaçlandığını söyleyen Bostancı, çimento esaslı atık malzemelerin çimento yerine kullanılan malzemelerde 11 km ve agrega yerine kullanılacak malzemelerin ise 20 km nakliye mesafesi içinde olması koşuluyla ülkemizdeki sürdürülebilir beton üretimine olanak sağlayacağını belirtti.
Lefke Avrupa Üniversitesi labaratuarlarında devam eden bilimsel araştırmalarında sürdürülebilir üretim temalı teknik seçmeli derslerin açıldığına değinen Bostancı, gerek lisans gerekse yüksek lisans ve doktora derslerinde çok kapsamlı labaratuar olanaklarına sahip olduklarına ve bilimsel araştırmalarla ülkemizde sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlamayı amaçladıklarını sözlerine ekledi.