İstiklal Marşı 100 yaşında
LAÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Karakartal, 12 Mart İstiklal Marşı’nın kabulünün yıl dönümü dolayısıyla açıklama yaptı
Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Dr. Fazıl Küçük Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Karakartal, İstiklal Marşı’nın kabulünün 100. yılı nedeniyle açıklamalarda bulundu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM), 2021’in “İstiklâl Marşı” yılı ilân edilmesine karar verdiğini ifade eden Karakartal, “12 Mart 2021’de 100 yaşına basan, Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC’nin ulusal marşı olan İstiklal Marşı, devletimizin Atatürk ile birlikte iki büyük sembolünden biridir. Sözlerini Mehmet Ākif Ersoy’un yazdığı İstiklal Marşı’nın doğmasında aslında üç büyük ismin imzası vardır” diyerek, bu isimleri İsmet Paşa, Hamdullah Suphi Tanrıöver ve Mehmet Akif olarak belirtti.
Karakartal sözlerine şöyle devam etti; “Türk Kurtuluş Savaşı içinde 1920’de İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgal güçlerine karşılık varoluş mücadelesi verilirken İsmet Paşa Mehmetçiklere, orduya moral vermesi için başka milletler gibi bizim de bir ulusal marşımızın olması talimatını dönemin TBMM Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver’e bildirir. O da Ankara’da bir yarışma açar ve son anda Mehmet Ākif Ersoy da ikna edilerek yazdığı İstiklâl Marşı şiiri yarışmayı kazanır. Finale kalan üç şiir Mehmetçiklere dinletilmiş, onlar en çok Akif’in İstiklal Marşı’nda tezahüratta bulununca 12 Mart 1921’de TBMM Mehmet Akif’in İstiklal Marşı’nı milli marş olarak kabul etmiştir. Mehmet Akif İstiklal Marşı’nın kenarına “kahraman ordumuza” ibaresiyle onu Mehmetçiklere armağan etmiştir. 1930 yılına kadar birkaç değişik beste ile okunan İstiklal Marşı o tarihten sonra Zeki Üngör’ün bestesinin resmen kabulüyle bugünkü son şeklini, bestesini alır.”
“Mehmet Akif’in İstiklâl Marşı her ne kadar Kurtuluş Savaşı içinde, Ankara’da iki günde kaleme alınmışsa da, onun şairin beyninde, gönlünde bir tohum olarak yerleşmesi, 1911 İtalyan, 1912 Balkan ve 1914-1918 I. Dünya Savaşı felaketleri ve yaşanan acılarla bağlantılıdır” diyen Karakartal, Akif’in çok zor bir şeyi başardığını, düz kafiye ile monotonluğa düşmeden, akıcı bir şiir-marş yazdığını dile getirdi.
“Dünyanın kimi ülkelerinin ulusal marşlarında – örneğin İngiltere, Japonya, Ürdün, Suudi Arabistan – yüceltilen, korunması ve yaşatılması gereken şeyini, kraliyet ve kral (kraliçe) olduğu yazılı iken, bizim marşımızda bu değerler kişi değil, “vatan, millet ve bayrak”tır” şeklinde açıklamalarına devam eden Karakartal, “Kıbrıs’ta da “İstiklal Marşı”, Ankara’da 12 Mart 1921’deki kabulünden 15-20 gün sonra, Kıbrıs Türk dergisi İrşat’da metin olarak yayınlanmış, halk onu İngiliz yasağına rağmen ıslıkla söylemiş, 1950’lerden sonra sömürge yönetimi baskısı nispeten hafifleyince alenen hep okunmuştur” dedi.
Karakartal, 1983 sonrası yeni kurulan KKTC devleti için iki ulusal marş yarışması açıldığını ve bu yarışmalarda birincilerin seçildiğini, ancak İstiklâl Marşı’na olan alışkanlık, yatkınlık ve Türkiye ile olan ortak ruhun-paylaşımın etkisiyle KKTC’nin ulusal marşının “İstiklal Marşı” olarak devamının yoluna gidildiğini belirtti.