Engelli bireylerin kendi yaşamı üzerinde söz sahibi olması için birlikte ulaşılabilir ve erişilebilir eğitim ortamları temel alınmalı
Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Dr. Fazıl Küçük Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Öğretmenliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Ataman Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) tarafından düzenlenen 4. ELMIS Uluslararası Özel Eğitim Kongresi’nde “Öğretim Uygulamalarının Değiştirilmesi (Kaynaştırma-Bütünleştirme Sınıfları için)” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Ataman, özel eğitimin geçirdiği aşamalar hakkında bilgiler verdi
Sunumunda kaynaştırma ve bütünleştirme hareketleri, eğitimde yetersizlikten etkilenen bireyler için açılmış olan ayrı eğitimden vazgeçme, 2007 yılında imzalanan ‘engelli hakları sözleşmesi’ nedeniyle öğretmen yetiştirmede yeni yaklaşımların neler olduğu üzerinde duran Ataman, bu yeni gelişmelerin, kaynaştırılmış ve bütünleştirilmiş eğitimin uygulandığı sınıflarda öğretim programlarının çeşitlenmesini zorunlu kıldığını açıkladı. Bu aşamaya gelinceye kadar özel eğitimin geçirdiği aşamalar hakkında bilgiler veren Ataman, engellilerin toplumdan uzun bir süre dışlandığını daha sonra ayrıştırılmış özel eğitimin 1700-1950 yılları arası gündeme geldiğini ve sonra sırasıyla en az kısıtlayıcı eğitim ortamı yaklaşımının 1950-1980 yıllarında gündeme alımarak genel ve özel eğitimin birleşmesinin 1980-1990 yılları arasında gerçekleştiğini belirtti. Günümüzdeki özel eğitimde kaynaştırma ve bütünleştirme sınıflarının durumları hakkında bilgiler veren Ataman, çoğunluk için kaynaştırma /bütünleştirme, azınlık için ve/veya geçici sürelerle ayrıştırma uygulamaların söz konusu olduğunu (1990 sonrası) ancak gelecek için hedefin: Engelli bireyin kendi yaşamı üzerinde söz sahibi olması olduğunu ve bunu sağlamak için de hep birlikte ulaşılabilir ve erişilebilir eğitim ortamlarının temel alınması gerektiğini vurguladı.
Ataman: Öğretim stratejilerini çeşitlendirirken her öğrencinin öğrenme profilinin çıkartılması gereklidir
Eğitimin her çocuğu kapsaması, ayrım yapmaması, sınıf mevcutlarının 20-25 kişi olması, öğretmenin teknoloji ve öğretim stratejileri konusunda yetkin olması gerektiğini ifade eden Ataman, öğretim stratejilerinin çeşitlenmesinin, teknolojinin eğitime katkısının gittikçe yoğunlaşmasının bir avantaj olduğunu belirtti. Ataman, öncelikle her öğrencinin öğrenme profili çıkartılması, öğrenme kanallarının belirlenmesi, bulunduğu sınıfın programının ön öğrenmelerine ilişkin düzeylerinin saptanması, programın öğrenci gereksinimine göre esnekleştirilmesi ve dersin işlenişinin yeniden yapılanması gerektiğine vurgu yaptı.