“Covid-19 Salgını Yeni Medayanın Önemini artırırken yeni zorluklar da yarattı”
Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) İletişim Bilimleri Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Elif Asude Tunca “Covid-19 Salgınında Yeni Medyanın Önemi” konusunda açıklamalar yaptı.
Tunca, Covid-19 salgınının yeni medya araçlarının kullanımını ve sosyal medya uygulamalarının yaygınlığını büyük ölçüde artırdığını ancak artan haber ve ileti trafiğinin hem ileticiler, hem de alıcılar için yeni zorluklar yarattığını belirtti.
Tunca, “Artık yeni bir iletişim ortamı içindeyiz. Bunun bize sağladığı bazı olanaklar var ancak zorlukları da görmezlikten gelemeyiz. Kişiler ve kurumlar kendilerini bu ortama uyarlamak zorundadırlar. Hem mesaj hazırlayıp iletenler, hem de mesajların alıcısı konumunda olanlar yeni davranış şekilleri geliştirerek bu yeni ortamdan sağlayabilecekleri yararları artırmaya çalışmalıdırlar” dedi.
“Salgın sürecinde yüz yüze iletişimin yerini uzaktan iletişimin alması ile birlikte yeni medya ve sosyal medya uygulamalarına olan ilgi artarken yoğunlaşan ileti trafiği daha etkili iletiler hazırlamayı da gerekli hale getirdi”
Covid-19 salgını nedeni ile sadece gençlerin değil, “evlerine daha fazla kapanmak zorunda kalan” ileri yaşlardaki insanların da yeni medyaya ilgi göstermek zorunda kaldıklarına dikkati çeken Tunca, açıklamasına şöyle devam etti; “Bununla birlikte elbette gençlerin yeni medya araçlarını kullanımı da daha yoğun bir hal almıştır. Hepimiz, akıllı telefonlarımızda kullandığımız uygulamalara yenilerini ekledik. Böylece çok daha yoğun bir mesaj trafiğinin hedefi halinde geldik. Sürekli bir iletişim hali ortaya çıktı. Bu durumda mesajları ayıklamak, önem sırasına göre dizmek ve buna göre davranmak da ayrıca bir dikkat veya çaba gerektiriyor. Bu durum, alıcı olarak yaşadığımız zorlukları artırmıştır. Daha fazla dikkat ve çaba harcamamız gereken yeni bir iletişim ortamı ortaya çıkmıştır”.
Tunca, “Bu durumda, kendimize özgü, bilinçli seçimlerimizle oluşturacağımız bir iletişim ortamı yaratmamız ve gerisine pek fazla aldırmamamız gerekecek” diyerek bu karmaşadan kurtulmanın yolu olarak her bireyin kendi yaşam tarzına ve hedeflerine uygun bir iletişim yaklaşımı ortaya koymasını önerdi.
Tunca, mesaj göndericilerinin yaşamakta olduğu başlıca zorluğu, “alıcılar bakımından ortaya çıkan bu karmaşık iletişim ortamının, ileticiler bakımından da değerlendirilmesi gerekiyor. Hedefe yönelik olarak oluşturulacak olan mesajların çok daha büyük bir titizlikle hazırlanması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Siz de, belirli bir zaman dilimi içinde yüzlerce mesaja muhatap olmak zorunda kalan alıcıya yeni bir mesaj iletmek istediğinize göre mesajınızın diğerlerinden ayırt edilmesini sağlayacak özellikler taşıması gerekecektir. Yoksa arada kaybolup gitme olasılığı artmıştır” diyerek açıkladı.
Bu durumda, mesajların çok daha sade bir dille, alıcıyı yormadan, mesajın okunmasını veya gereğinin yapılmasının ertelenmesine fırsat vermeyecek şekilde hazırlanmasının önem taşıdığını vurgulayan Tunca, “Elbette bu, hedefte yer alan kişi, kişiler veya kurumları daha iyi tanımayı gerektiriyor” dedi ve ileticilerin araçlarının çoğalması ile birlikte işlerinin kolaylaşmadığını, tam tersine zorlaştığını vurguladı.
Tunca, “Kısaca şöyle özetleyebiliriz: Salgın sürecinde yüz yüze iletişimin yerini uzaktan iletişimin alması ile birlikte yeni medya ve sosyal medya uygulamalarına olan ilgi artarken yoğunlaşan ileti trafiği daha etkili iletiler hazırlamayı da gerekli hale getirdi. İşimiz kolaylaştı diye düşünmemek gerekir. Böyle düşünerek başlatılacak bir iletişim süreci, sonuçta arzu edilen faydayı üretmeyecek, yanlış kurgulanmış, işleri zorlaştıran bir süreç olarak yaşanmış olacaktır” uyarısında bulundu.