Şiddete sıfır toleransa teşvik etmek en önemli sorumluluk
Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nde önemli bilgiler paylaştı.
Birleşmiş Milletler’in (BM, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nde başlayıp, 10 Aralık İnsan Hakları Günü’ne kadar devam eden “Cinsiyet Temelli Şiddete Karşı 16 Gün Aktivizm” adlı bir kampanyayı yürüttüğünü belirten Hablemitoğlu, kadınlara ve kız çocuklara yönelik şiddetin önlenmesi ve ortadan kaldırılması için dünyanın birçok ülkesinde bireyler, sivil toplum kuruluşları, kurum ve kuruluşlar tarafından bir mücadele stratejisi geliştirilmesi ve benimsenmesi için çaba gösterildiğini ifade etti.
Hablemitoğlu, kadına yönelik şiddet endişe verici
Koronavirüs pandemisinin yalnızca ekonomik krizi değil, cinsiyet eşitsizliklerini de derinleştirdiğini ifade eden Hablemitoğlu, bunun sonucunda kadınların ev içi bakım ve yeniden üretim yükünün, şiddetin ve kadın cinayetlerinin arttığını belirtti. Yayımlanan raporlarda da kadına yönelik şiddetin endişe verici düzeyde olduğunu vurgulayan Hablemitoğlu ve bunun bir salgına dönüştüğünü ortaya koyduğunu belirtti.
“Biliyoruz ki; sağlık, sosyal destek ve yardım alanında görev yapan sosyal hizmet uzmanlarının ve diğer tüm ilgili mesleklerin, toplumdaki herkesin kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddeti sona erdirmede önemli bir rolü var. Hepimiz kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin çeşitli yönlerini ele almak için farklı sektörlerde, meslek gruplarında, hizmet sunduğumuz alanlarda birlikte çalışmalıyız” diyen Hablemitoğlu, bu çabanın, eşitlikçi cinsiyet normlarını ve dinamiklerini benimsemeyi ve özellikle kadınların güçlenmelerini desteklemeyi gerektirdiğine dikkat çekti.
Pandeminin yarattığı olumsuz koşullara rağmen kadınların hakları için mücadele edilmeli
“Toplumsal cinsiyet rollerinin, rejimlerinin ve uygulamalarının eleştirel olarak incelemesini teşvik etmenin en güçlü alanlarının başında üniversiteler geliyor. Üniversitelerde özellikle genç feministlerin seslerini yükseltmelerine ve erkeklerin kadınlarla birlikte mücadeleye birlikte katılmalarına olanak sağlamalıyız” diyen Hablemitoğlu, yaşamın tüm alanlarında şiddete sıfır toleransa teşvik etmenin en önemli sorumluluk olduğunu vurguladı. Pandeminin yarattığı olumsuz koşullara rağmen kadınların bütün dünyada hakları için mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerini belirten Hablemitoğlu, “Bu yıl yine İstanbul Sözleşmesi’ni sahiplenmek, kadına yönelik şiddet için çalışan 7/24 erişilebilir acil şiddet kanalları kurmak, cezasızlığa karşı etkin soruşturma yürütmek, denetim ve ceza mekanizmalarını işletmek, donanımlı, nitelikli sığınma evleri, cinsel şiddet kriz merkezleri açmak, buralarda nitelikli meslek insanlarının istihdamını sağlamak sorunu çözmede çok ciddi, önemli girişimler ve talepler olarak öne çıkarılacaktır” dedi.