Hijyen amaçlı bilinçsiz kullandığımız deterjanlar dezenfektanlar ve temizlik ürünleri sağlığımızı tehdit ediyor
Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Deniz Şelimen, hijyen amaçlı kullandığımız deterjanlar dezenfektanlar ve temizlik ürünlerinin sağlığımıza olan olumsuz etkileri konusunda detaylı bilgiler aktardı..
Şelimen, sağlıklı bir yaşam ve çevre için her zaman önemli olan hijyen ve temizlik konusu, Covid-19 pandemisinin dünyanın her bölgesini etkilemesi ve “el hijyeni, maske kullanımı ve sosyal mesafe ” ile ilgili önlemlerin gündeme gelmesiyle birlikte daha büyük bir önem kazandığını belirtti.
“Ancak viruse bağlı yaşanan ölüm korkusu ve paniğin de etkisi ile temizlik ve dezenfeksiyon amaçlı fazla miktarda kullanılmaya başlayan dezenfektan, deterjan, çamaşır suyu, sirke, kolonya ve diğer kimyasal maddelerin tüketimindeki artış insan sağlığını ve doğayı olumsuz yönde etkilemektedir”diyen Şelimen, yoğun kimyasal içerikli bu maddelerin gereğinden fazla ve yanlış kullanılması, allerjik hastalıkların yanı sıra diğer ciddi sağlık sorunlarının da ortaya çıkmasına neden olduğuna dikkat çekti.
Şelimen: Çamaşır suyu ve deterjanlar, daha etkili olur düşüncesiyle önerilen miktarlardan fazla kullanılmamalı
Şelimen,“Solunum yollarını tahriş etme potansiyeline sahip kimyasallarla, özellikle de çamaşır suyu ile yapılan temizlik “allerjik rinit, kontak dermatit ve toksik etkiye neden olabileceği gibi astım ve KOAH gibi kronik solunum yolu hastalığı olanlarda solunum şikâyetlerinde artış meydana getirmektedir. Çamaşır suyu ve dezenfektanların kullanımı sırasında havaya karışan zararlı maddelerle uzun süreli temas edilmesi solunum yollarına ve solunum sistemimize zarar vermekte, aynı zamanda kanserojen etkisi nedeniyle de akciğer kanseri açısından risk oluşturmaktadır. Bu etkilerinin yanı sıra kullanım şekline ve maruz kalma süresine bağlı olarak baş ağrısı ve yorgunluk gibi belirtilerde görülmektedir”dedi.
Şelimen, bu maddelerin özellikle kapalı ortamlarda kullanılmaları riskleri daha da artırdığından; kullanım sırasında ve sonrasında ortamın mutlaka çok iyi havalandırılması gerektiğini belirterek, çamaşır suyu ve deterjanlar, daha etkili olur düşüncesiyle önerilen miktarlardan fazla kullanılmamalı, deri ve mukoza ile temas etmemesine dikkat edilmelidir dedi.
Şelimen, “Yapılan diğer önemli bir hata ise daha etkili olacağı düşüncesiyle birkaç kimyasal maddenin bir arada kullanılmasıdır. Bu tür bir kullanım etkiyi arttırmayacağı gibi tam tersine sağlık için çok ciddi sorunları da beraberinde getirmekte, birlikte kullanılan dezenfektanlardan beklenen antimikrobiyal etki de bozulamaktadır. Daha etkili bir Hijyen sağlama amacıyla tuz ruhu ile çamaşır suyu karıştırılarak kullanılmaktadır. Ancak bu iki maddenin karıştırılması sonucunda ciddi yaşam riski oluşturabilecek kimyasalların açığa çıkabileceği unutulmamalıdır”dedi. Şelimen, pandemi süresince temizlik için eskiden beri bilinen sirke kullanımının oranının artığımı ancak sirkenin de çamaşır suyu ile birlikte kullanılması ortaya çıkacak kimyasal reaksiyon açısından yanlış ve tehlikeli olduğunu belirterek, bu karışımın bir diğer sakıncasının ise, bu iki madde birbirini nötralize edeceğinden temizlik işlemi etkisiz olacağınu bu nedenle de sirke ve çamaşır suyunun ayrı ayrı kullanılmaları gerektiğini ifade etti.
Şelimen, “Bir diğer önemli konu el yıkamayla ilgilidir. Coronavirüsten korunmada en önemli önlemlerden biri el temizliğine dikkat etmektir ve el hijyeni için önerilen uygulama ellerin en az 20 saniye boyunca sabunla yıkanmasıdır. Sabun ve su kullanarak el yıkama olanağının olmadığı yerlerde dezenfektanları ve kolonyaları kullanabiliriz. Ellerin çok sık yıkanması, el dezenfektanları ve kolonya gibi kimyasalların sürekli kullanımı ellerde kuruluk, çatlama, kaşıntı, dermatit, egzama ve yaralara yol açabilmektedir. Bu şikayetler zamanında tedavi edilmezse giderek artan sorunların ortaya çıkmasına neden olabileceğinden mutlaka tıbbi yardım alınmalıdır. Önlem olarak gereksiz dezenfektan kullanılmasından kaçınılması ve yıkamadan sonra ellere nemlendirici özellikli bir krem sürülmesi sorunun azaltılmasına yardımcı olacaktır”dedi.
Şelimen: Alkol bazlı dezenfektanların kullanılmalı, alkol içerikli olmayan dezenfektanlar gereksiz yere kullanılmamalıdır
Şelimen, “Hatırlanması gereken diğer bir konu ise bakteri ve virüsün aynı şey olmadığı, Covid-19’un ise bir virüs olduğu ve korunmada alkol bazlı dezenfektanların kullanılması gerektiğidir. Piyasa da antibakteriyel diye satılan ve alkol içerikli olmayan dezenfektanlar gereksiz yere kullanılmamalıdır. Kolonya olarak kullandığımız maddelerin alkol oranını 70 ila 90 derece arasında olmalı ve alkol içeriği hızla buharlaştığından dolayı etkisi azalacağından, kullandıktan sonra şişenin ağzı açık birakılmamalı hemen kapatılmalıdır. Son kullanma tarihi geçmiş olan ürünler alınmamalı ve ambalajında üretici firma tarafından belirtilen süre içerisinde tüketilmelidir. Ayrıca bu maddeleri satın alırken etiketleri okunmalı, ürünün doğru kullanımı hakkında mutlaka bilgi edinilmeli, mümkün olduğunca doğa dostu ürünler seçilmeli, ucuz olduğu gerekçesiyle rastgele ürünlerden uzak durulmalı, içeriği ve üreticisi belli ürünler kullanılmalıdır. Standartların dışında üretilmiş kimyasallar toksik etkilidir ve sık kullanımları özellikle karaciğerde hasara neden olur”dedi.
Şelimen son olarak, virüsten korunmada; el temizliği dahil kişisel hijyeni sağlamanın en iyi yolunun su ve sabun olduğu unutulmamalı ve bilinçsiz bir şekilde kimyasal ürün kullanımı yapılmamalıdır diyerek, özellikle evlerde zaman geçirildiğinde ve başka kişilerle temas edilmediğinde dezenfeksiyona gerek olmadıpını. Ayrıca bahçelerin, balkonların ve kapı önlerinin sürekli dezenfektanlarla temizlenmesi, doğaya zarar verecek ve dirençli yeni mikrorganizmaların ortaya çıkmasına neden olacağına dikkat çekti. Şelimen, “Yine arabalarımızda spray şeklindeki dezenfaktanları kullanmak ve arabaların içine sürekli sıkmak solunum yollarını tahriş edecek ve akciğerler hastalıkları ve akciğer kanseri için risk oluşturacaktır. Hamilelerin ve emziren annelerin kimyasal ürünleri kullanırken çok dikkatli olmaları, temizlik sonrası havalandırılmamış bir ortamda bebeklerini emzirmemeleri gerekir. Aynı şekilde bebek ve çocukların oyun alanalarda da bu kimyasalların kullanımı çok dikkatli yapılmalıdır” diyerek bilmemiz gereken kimyasalların yoğun miktarlarda kullanıılmasının daha fazla koruyucu olmadığının aksine çeşitli hastalıklara ve ciddi sağlık sorunlarına davetiye çıkardığının unutulmaması gektiğini ifade etti.