Tarımın Dünü, Bugünü ve Geleceği
Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Bahçe Bitkileri Üretimi ve Pazarlaması Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İbrahim Kahramanoğlu ve Yrd. Doç. Dr. Tugut Alas, “Tarımın Dünü, Bugünü ve Geleceği” konusunda açıklamalarda bulundular.
“İnsanoğlunun temel (biyolojik) ihtiyaçları güneş, sıcaklık, oksijen, su ve gıdadan oluşur. Elbette bitkisel ve hayvansal gıda üretimi için toprak, besin elementleri, karbondioksit gibi diğer kaynaklara da ihtiyaç vardır. Hatta günümüzde barınma ile birlikte enerji, haberleşme ve internet de vazgeçilmez kaynaklarımız arasındadır. Ancak insanlığın tarihine baktığımız zaman, 5 temel biyolojik ihtiyaçdan daha kısıtlı olan su ve gıdanın büyük bir önem arz ettiği ve insanlığın sürekli olarak su ve gıda peşinde koştuğu görülmektedir”diyen Kahramanoğlu, bu kaynaklara ulaşım ve kullanım şeklinin birçok imparatorluk ve ülkenin yükseliş ve düşüşünde çok önemli yere sahip olduğunu belirtti.
Dünya nüfusundaki hızlı artışın aksine, üretimde kullanılan toprak ve su gibi birincil ihtiyaçların kalite ve miktarlarındaki azalmanın insanoğlunu alternatiflere doğru yönlendirdiğini belirtti.
Kahramanoğlu küresel ölçekli hedefleri şöyle sıraladı;
- Yüksek verimli ve besin değeri yüksek çeşitlerin geliştirilmesi ve/veya adaptasyonu.
- Stres koşullarına (kuraklık, tuzluluk, sıcaklık) dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesi ve/veya adaptasyonu.
- Bitkiye ve alana özgü, otomatik uygulamalar ile sulama ve gübreleme verimliliğinin artırılması.
- Topraksız tarım ve benzeri uygulamalar ile toprak üzerindeki baskının azaltılması
- Hasat sonrası kayıpların önlenmesi/azaltılması.
- Tarım 4.0 (akıllı tarım): İnternet teknolojisi, akıllı sensörler ve mekanizasyonun entegre edilmesi sayesinde üretimde ihtiyaç duyulan girdilerin bitki ihtiyaçları ve çevre koşullarına göre otomatik olarak hesaplanması ve uygulanması.
Alas: Tarımda sürdürülebilirlik için doğal denge, tarımsal biyoteknoloji ve akıllı tarım alanlarında ilerlemeli
Alas, ise tarımın insan hayatında bugün olduğu gibi bundan sonra da hep var olacağının, olmak zorunda olduğunun altını çizerek, tarımda sürdürülebilirlik için doğal denge, tarımsal biyoteknoloji ve akıllı tarım alanlarında ilerlemek gerektiğini belirtti.
“Tarımsal üretimde 1960’lı yıllarda Yeşil Devrim ile kullanılmaya başlanan inorganik gübre, pestisit ve benzeri kimyasal ilaçlar, monokültür gibi yetiştirme teknikleri sonucu doğal kaynaklarda kirlilik başlamıştır”diyen Alas bunun sonucunda da doğada biyoçeşitlilik azalırken birçok türün nesli ya tükenmiş ya da tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığına dikkat çekti. Alas, günümüzde özellikle hastalık, zararlı ve yabancı otlar ile mücadelede kimyasal kullanımını azaltmak ve bunların çevreye olumsuz etkilerini önlemek amacı ile hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı çeşitler geliştirilmesi kapsamında tarımsal biyoteknolojinin kullanılmaya başlandığının görüldüğünü ifade etti. “Bunun yanında monokültürden vazgeçip, aynı alanda hep aynı türü yetiştirmek yerine farklı türleri rotasyon ile yetiştirip o alanda oluşacak doğal dengenin bozulması, ekolojik habitatların yok olması, türlerin neslinin tehdit altına girmesi gibi olumsuzlukları engelleyecektir” diyen Alas, yine tarımsal üretimde büyük öneme sahip olan su kaynaklarının da doğru kullanılmasının zorunlu olduğunu söyledi.
Alas, sürdürülebilir bir tarımsal üretim ve doğal denge için kaynakların doğru kullanılmasının ve modern metotların uygulanmasının gerekliği ayrıca yapılacak bilimsel araştırmalar sonucunda elde edilecek verilere göre, hangi bitki türü için optimum su ihtiyacının ve doğru sulama metodunun ne olacağı belirlenmeli, bu veriler ışığında hangi türlerin üretiminde yoğunlaşılması gerektiği saptanmalıdır dedi.
Son olarak Alas, “insan yaşamının devam edebilmesi için en önemli ihtiyaç gıdadır. Bu gıdaların üretilmesini sağlayan tarım ise insanlığın dününde olduğu gibi bugününde de çok önemli bir yer tutmaktadır. Tarımsal üretimin gelecekte de devam edeceği açık bir şekilde ortadadır. Bu bağlamda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise geçmişten bugüne olduğu gibi gelecekte de olması öngörülen doğal, kültürel, sosyolojik ve ekonomik değişimlerin ne olacağını doğru saptayıp, tarımsal üretimin de doğru şartlarda şekillendirilmesidir”dedi.