LAÜ Akademisyeni Ataman, “Özel Eğitimde Aile Eğitiminin Önemi”ne dikkat çekti
Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Dr. Fazıl Küçük Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Öğretmenliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Ataman, “Özel Eğitimde Aile Eğitiminin Önemi”ne dikkat çekerek, açıklamalarda bulundu.
Özel eğitime gereksinimi olan çocuğa sahip olmanın her ailede yorucu, uzun bir yolculuğun başlangıcı olarak ele alınabileceğini dile getiren Ataman, “Doğumsal nedenlerle organlarında oluşan zedelenmeler sonucunda günlük yaşamını bağımsız olarak devam ettirmesi, toplum tarafından konulan olumsuz tutumlar sonucu, bireyin ‘engelli’ olarak yaşamını sürdürmeye çabalaması ailede üstesinden gelinmesi zor bir durumu ortaya çıkartmaktadır” dedi.
Ataman: Kadın ve erkeğin cinsinin özelliklerini taşıdığının kanıtıdır çocuk
“Aileyi aile yapan özelliğin kadın ve erkeğin birlikteliğinin çocuk bağı ile pekişmesi sonunda oluştuğunu açıklıkla söyleyebiliriz. Kadın ve erkeğin cinsinin özelliklerini taşıdığının kanıtıdır çocuk” diyen Ataman, çocuğun aynı zamanda ailenin beklentilerini yerine getirecek, gelecek sigortası olacak ve en önemlisi nesillerini devam ettirecek bir varlık olduğunu belirtti. Ataman, bu nedenle çocukta ortaya çıkan herhangi türden bir yetersizlik durumunun, çocuğun aile için taşıdığı anlamların çoğunun anlamsızlaşmasına neden olabileceğini dile getirdi. Bu anlamsızlaşmayı önlemenin en temel yolunun, ailenin yaşadığı psikolojik süreçlerden hızlı biçimde geçerek çocuklarıyla ilgili gerçekçi beklentileri oluşturmasını sağlamak olduğunu söyleyen Ataman, en erken dönemde müdahale ederek çocukta gözlenmekte olan gelişimsel yavaşlıkları hızlandıracak ve akranlarıyla bütünleşmiş ortamda eğitim almalarını, bağımsızlığa ulaşmalarını temin edecek erken müdahalenin yapılması yani ‘aile eğitimi’nin başlaması gerektiğini ifade etti.
Ataman: Anne-babalar çocuklarının ilk eğitimcileridir
Aile eğitimi öncelikle 0-6 yaştaki özel gereksinimi olan çocuklar için erken müdahale programlarının bir parçası olarak 1970’li yıllarda özel eğitim alanında uygulanmaya başlandığını dile getiren Ataman, anne-babaların çocuklarının ilk eğitimcileri olduğunu vurguladı. Ataman, anne-babaların eğitilmesinin tüm toplumun eğitimi için önemli olduğu gerçeğinin ortaya çıktığını ve çocukların daha üretken ve başarılı olma şansını artırmak amacıyla; ana-baba eğitimini planlarken, özellikle çocuklarının ihtiyaç duydukları konular üzerine yoğunlaşmak ailelerin ilgisini çekmesi ve faydalanma oranını arttırmak açısından önemli sayılabileğini söyledi.
Ataman: Aile eğitimi hizmetleri uzmanlarca sistematik olarak yürütülen etkinlikleri içermektedir
Ataman, anne babaların, çocuklarını diğer insanlardan daha iyi tanımaları ve çocuklarına bir uzmandan daha fazla zaman ayırabilecek olmaları, okulda öğrenilen becerilerin evde anne babalar tarafından geliştirilmesinin öğrenilenlerin etkililiğini arttırması, anne-babaların engelli çocuklarına eğitici olmalarını destekleyebilecek görüşler olarak kabul edildiğini dile getirdi. “Çocuklarının eğitimine aktif katılımlarını sağlamak üzere verilen aile eğitimi hizmetleri, anne-babaların çocuklarıyla ilgili belirli amaçları gerçekleştirmelerini sağlamak üzere uzmanlarca sistematik olarak yürütülen etkinlikleri içermektedir” diyen Ataman, aile eğitiminin temelinde, çocuğun sağaltımını sağlayıcı veya genişletici rol almalarını sağlayan bilgi ve becerileri kazandırma düşüncesinin yattığını ifade etti.
Ataman: Aile eğitim programları aileye çeşitli becerileri ve kavramları öğretmek amacıyla uygulanmaktadır
Aile eğitiminin temel amacın, ana-babaların öğretmen rolü üstlenmesinden çok, doğal bir süreç ve ortamda çocuklarına nasıl öğreteceklerini öğretmek olduğunu ifade eden Ataman, aile eğitiminin amacının; anne babalığın değişik yönleriyle ilgili bilgilendirmek ve beceri sahibi yapmak olduğunu ifade etti. Ataman, aile eğitim programları, anne-babaların çocuklarına beceri ve kavramları öğretmede ve davranışlarını kontrol etmede kullanabilecekleri etkili yöntem ve teknikleri kazanmalarını amaçlayan programlar olduğuna vurgu yaptı. “Aile eğitim programları aileye çeşitli becerileri ve kavramları öğretmek amacıyla uygulanmaktadır” diyen Ataman, bu programların uygulama aşamalarının ve sunuş şekillerinin farklılık gösterdiğine dikkat çekti. Ataman, ailelerle birlikte yapılacak çalışmalara ilişkin olarak alan yazınında; anne babayı anne baba olarak gören yaklaşımlar, öğretici olarak gören yaklaşımlar, öğretici ve savunucular olarak gören yaklaşımlara yer verildiğini ifade etti.
Anne-babayı anne-babalık rolleri açısından eğitmeyi amaçlayan programlarda, anne-babaların çocuklarının engeline uyum süreci, çocuğun sosyalleşmesi, kardeşlerle ilişkileri, velayet ve yasal işlemlerle ilgili bilgi, destek ve kaynak sağlandığını belirten Ataman, “Anne babaları sadece anne baba olarak görme yaklaşımına göre, anne babaların rolleri savunuculuk ya da öğretici olmaktan çok anne babalık olmalıdır” dedi. Ataman, anne-babayı çocuğuna öğretici olarak yetiştirmeyi amaçlayan programlarda, anne-babalara, çocuk yetiştirme yaklaşımları, çocuğun dil gelişimine, sosyal ve duygusal gelişimine katkıda bulunma, çocuğuna çeşitli davranış ve bağımsız yaşam becerilerini kazandırmanın hedeflendiğini belirtti. Ataman, anne babayı gönüllüler/savunucular olarak eğitmeyi amaçlayan programlarda ise, anne babalar yasal savunuculuk, çocuğunun eğitimiyle ilgili uzman, toplumsal kuruluşlar ve ekonomik kaynaklar bulma konularında gönüllü bireyler olarak eğitildiğini dile getirdi.
“Sonuç olarak; özel eğitimde aile eğitimi yetersizliğin bireyin gelişimi üzerindeki etkisini en aza indirmek açısından önemlidir. Gelişimsel açıdan destek isteyen çocuklara tanı konulduğu anda yapılan erken müdahalenin ayrılmaz bir parçasıdır” diyen Ataman, son yıllarda öneminin gittikçe arttığını vurguladı.