KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay, LAÜ’de konferans verdi
LAÜ’de “Doğu Akdeniz’de Enerji Kaynakları ve Kıbrıs” konulu konferans gerçekleşti
Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü tarafından 11 Mayıs 2018 tarihinde Rauf Raif Denktaş Konferans Salonu’nda “Doğu Akdeniz’de Enerji Kaynakları ve Kıbrıs” konulu konferans düzenlendi. Konferansa KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Kudret Özersay konuşmacı olarak katıldı. Özersay, Kıbrıs sorununun, Doğu Akdeniz Bölgesi’ndeki siyasi ve diplomatik ilişkileri nasıl etkilediğini ve bundan sonrasına ilişkin nereye doğru gidiyor olduğu konusunda LAÜ öğrencilerine bilgiler aktardı.
Özersay: Yaratıcı olmak ve elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak durumundayız
KKTC’nin başka ülkelere göre bazı açılardan çok daha avantajlı konumda olmasına rağmen dış politika ve benzeri alanlarda bazı açmazlarla karşı karşıya olduğunu söyleyen Özersay, “O nedenle yaratıcı olmak durumundayız diye düşünüyorum. Ülkemizde ekonominin gelişmesi ve bu ülkenin ileriye gidebilmesi için sadece ürün anlamında üretmek, yaratmak değil aynı zamanda dış politika, siyasal rejimde ekonomik, sosyal, kültürel işler ve uluslararası toplumla ilişki kurmak anlamında da yaratıcı olmak ve elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak durumundayız” dedi.
Özersay, “Enerji alanında doğalgaz, petrol alanındaki şirketlerin hisselerinin büyük bir bölümü devletlerdedir. Amerikan dış politikasının genel karakteri Amerikan Enerji şirketlerinin, petrol şirketlerinin önünü açmaya dönük bir politikadır. İtalya’da enerji şirketlerinin hisse senetlerinin büyük bir kısmı İtalyan Hükümeti’ndedir. Rusya Fedarasyonu ve Azerbaycan’da şirketlerin konumunun olduğu gibi pek çok yerde böyledir. Türkiye Cumhuriyeti’nde Türkiye petrolleri anonim ortaklığında da Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ağırlığı vardır” dedi.
Özersay, “Doğu Akdeniz Bölgesi’nde doğalgaz ve genel anlamda hidrokarbon denildiğinde, eğer bu hidrokarbon ve genel anlamda bu zenginlik istenirse bir karşılıklı bağımlılık yaratabilir ve bu bölgede barışa ve istikrara gerçekten hizmet edebilir. Bu illaki Kıbrıs sorunun çözümü ertesinde olmak durumunda da değildir” dedi. Özersay, böyle olmazsa birtakım gerginlikleri besleyen bir unsur haline de gelmeye başlayabileceğini, yani ikisi arasında sadece Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların, bölgesel aktörlerin, bölgesel güçlerin değil genel anlamda, uluslararası alanda dünya güçlerinin de birlikte karar verecekleri veya bir optimum noktada birleşecekleri bir noktaya doğru gidileceğini belirtti.
Özersay, “Bu unsur, çalışma unsuru bir gerginlik unsuru haline mi dönüşecek, yoksa karşılıklı bağlılık ve işbirliğini sağlayacak bir unsur olarak mı kullanılacak, bunu önümüzdeki dönemde hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Burada bizim bir siyasal tercihte bulunmamız lazım, bizim bir dış politika şekillendirmesiyle hem KKTC ve Kıbrıs Türk tarafı olarak bir duruş ortaya koymamız lazım ki bunu koyabildiğimizi düşünüyorum” dedi.