Medyaya ilk adımını, 7 yaşında halasının kendisini reklamcı bir arkadaşına reklam filminde oynaması için götürmesiyle attığını söyleyen Günsür, “İlk defa o zaman kamera gördüm ve oldukça hoşuma gitti. Oyunculuk bir oyun gibiydi ve bu yüzden zevkliydi. Sevmeden yapılacak bir meslek değil, şanslıyım ki sevdiğim bir şeyi yapıyorum” dedi. Araya zaman girdikten sonra yine o reklam vasıtasıyla 11 yaşında kendisini tanımış olan yapımcının “Geçmiş Zaman Mimozaları” adlı dizi için kendisini deneme çekimine çağırdığını ve ilk defa profesyonel anlamda devamlılığı olan, aylarca süren bir iş olduğunu söyleyen Günsür, çok büyük tiyatrocularla çalışma imkanını yakaladığını belirtti.

Günsür: Bir karakterle ilgili vakit harcayınca artık o karakter çocuğum gibi oluyor

“1996 yılında ‘Hamam’ filmini çektikten sonra ilk defa ben sadece bu işi yapacağım diye karar verdim ve diğer tüm işlerimi bırakarak sadece oyunculuğa geçtim. 22 senedir de devam edebilecek kadar şanslıymışım” diyen Günsür, oyunculukta her karakter için çok büyük vakit harcandığını, onun dünyasına girebilmek için elinden gelen herşeyi yaptığını ve bir karakterle ilgili bu kadar vakit harcayınca artık o karakterin çocuğu gibi olduğunu söyledi.

İçinde müzik olan karakterlerin kendisini heyecanlandırdığını, müziği her anlamda sevdiğini ve müziğin işinin içinde olmasının da kendisini ayrıca mutlu ettiğini söyleyen Günsür, LAÜ öğrencileri için İtalyanca bir eser seslendirdi.

LAÜ’de olmaktan son derece mutlu olduğunu belirten Günsür, öğrencilere hayat felsefesinin iyi bir insan olarak yaşamak olduğunu söyledi. Günsür ayrıca coşkulu kalabalığa teşekkür ederek, öğrencilerle canlı bir video çekimi  yaptı.

Söyleşinin sonunda, Rektör Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Mehmedali Egemen tarafından Günsür’a Kıbrıs kültürünü yansıtan hatıra plaketi takdim edildi.