LAÜ Öğretim Üyesi Bakırhan, kanser hastalarında egzersiz yaklaşımlarına dikkat çekti
Lefke Avrupa Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serkan Bakırhan, kanser hastalarında egzersiz yaklaşımları hakkında bilgiler verdi.
Günümüzde kanser tedavisinin cerrah, radyolog, onkolog, fizyoterapist, hemşire, beslenme uzmanı, psikolog, psikiyatrist gibi farklı görev ve yetkileri olan multidisipliner ekip yaklaşımını gerektirdiğini belirten Bakırhan, “Bu ekip içerisinde fizyoterapistlerin, kanserli hastada ağrı, hastalığın uzun süreli etkilerine bağlı oluşabilecek yorgunluk ve hareketsizliklere bağlı olabilecek kas-iskelet sistemi tutulumlarında egzersiz ve özelleşmiş tedavi yöntemlerini kullanarak hastaların fonksiyonel yeteneklerinin değerlendirmesi, uygun egzersiz programının verilmesi ve hastanın yaşam kalitesinin arttırılmasında çok önemli görevleri bulunur” dedi.
Bakırhan, “Lenf-ödem tedavileri ile hastaların günlük yaşamdaki fonksiyonel aktivitelerinde ve yaşam kalitelerinde önemli derecede artış sağlayabilmekteyiz”
Bakırhan, fizyoterapi ve rehabilitasyon programlarında kanser hastasının bulunduğu her faza göre fizyoterapistlerin tedavi programlarını planladığını, kanser hastalarında koruyucu veya önleyici faz içerisinde oluşabilecek yetersizliklerin etkilerini azaltmaya yönelik uygun girişimleri ve hastanın eğitimini sağladığını ifade etti. Bakırhan, örnek olarak, kansere bağlı cerrahi geçirecek hastalarda ameliyat öncesi solunum egzersizleri, genel fiziksel fonksiyon ve sağlık durumunun iyileşmesi için egzersiz programlarının planlandığını ve uygulandığını söyledi. Onarıcı faz içerisinde hastalık veya tedavilere bağlı oluşan sorunların giderilmesi ve aşılmasının, hastalık öncesi normal günlük yaşam aktiviteleri ve normal fonksiyonel düzeye hızla dönülmesinin amaçlandığını söyleyen Bakırhan, “Örneğin meme kanseri sonrası koltuk altı bölgesinden lenf nodları alınan ve takip ettiğimiz hastalarda el ve kolda gelişebilecek ödem veya şişliklere karşı lenf-ödem tedavileri ile hastaların fonksiyonel aktivitelerinden rahatlama, kollarını daha iyi kullanma ve ağrılarında önemli derecede azalma sağlayabilmekteyiz” dedi.
Bakırhan, bunların dışında baş boyun cerrahisi sonrası hastalara verilen baş-boyun ve omuz bölgesi egzersizleri ile hastaların boyun bölgesinde rahatlama ve hareket kısıtlılıklarının önemli oranda önlenebildiğini, destekleyici faz içerisinde hastaların bağımsızlık düzeylerinin maksimum seviyede tutulmaya çalışıldığını belirtti. Fonksiyonel kayıpların artmaması için mobilizasyon ve transferlerin sürdürülebilmesine yönelik yardımcı cihazların, ev içi düzenlemelerin, kendine bakım aktivitelerinin fizyoterapist tarafından hastaya ve ailesine öğretildiğini söyleyen Bakırhan, palyatif veya kanser hastasının terminal (son) faz içerisinde hastada ortaya çıkabilecek komplikasyonların önlenmeye çalışıldığını dile getirdi. Bakırhan, bu dönemde yaygın olarak görülen ağrının, uzun süreli hareketsizliğin eklemlerden oluşturacağı kısıtlılıklar ve bası yaraları önlenmeye çalışılırken diğer yandan hasta ve ailesine psikososyal destek sağlandığını dile getirdi.
“Fizyoterapi ve rehabilitasyonun uzun dönemde hedefi ise kanserli hastada yaşam kalitesini arttırma ve fonksiyonel düzeyi en üst seviyede korumadır” diyen Bakırhan, bu amaçla fizyoterapistlerin kanserli hastayı sportif, fiziksel ve rekreasyonel aktivitelere yönlendirdiğini belirtti. Bakırhan, aynı zamanda hastaya solunum, gevşeme, fiziksel düzeyine uygun ve yorgunluk parametrelerini ortaya çıkarmadan verilecek kuvvetlendirme ve dayanıklılık egzersizleri ile kanserli hastaların tedavisine önemli katkıda bulunduklarını vurguladı.